Ahlat
Anadolu'nun kapısı
Türkiye'nin tapusu
Emir Bayındır Kümbeti
Ahlat, muhteşem mezarlıklarının yanı sıra kümbetleri ile de tarihi güzellikleri olan bir şehir. Özellikle dönemin büyükleri, idareci ve sultanları için yapılan kümbetler, bir nevi anıt mezar olarak yapılmış. Mimarisi, süslemeleri ve kullanım amaçları yönünden dikkat çeken kümbetler; Selçukluların yanı sıra İlhanlı, Karakoyunlu ve Akkoyunlu döneminde inşa edilmiş. Kümbetlerin alt kısmı mezar, üst kısmı ise mescit olarak tasarlanmış. Ahlat’ta 15’in üzerinde kümbetin olduğu biliniyor. Selçuklu mezarlığının yanında bulunan Emir Bayındır kümbeti ise en önemlilerinden. 1472 yılında dönemin valisi adına yaptırılmış. Kümbetin yanında Bayındır İbn-i Rüstem’in yaptırdığı 1477 tarihli Emir Bayındır Camii bulunuyor. Bulunduğu yer eski Ahlat’ın merkezi konumundadır. Emir Bayındır Kümbeti; tarzı, mimarisinin zarafeti ve abidevi ölçüleriyle Ahlat’ın simgesi durumuna gelmiştir. Bayındır kümbeti, kare kaide üzerinde, sütunlar ve kemerlerle güneye açılan silindirik gövde ve dışarı doğru taşan basık konik külahıyla diğer kümbetlerden ayrılır.
Emir Bayındır Kümbeti,
üzerindeki her bir taş parçası ayrı ayrı özenle işlenmiş ve hep farklı desenler uygulanmıştır.
1472 yılında dönemin valisi adına yapılan Emir Bayındır kümbeti özgün mimarisiyle Ahlatın sembolü olmuştur.
Emir Bayındır Kümbeti
Kız Kulesi
Kubbetül İslam 'Ahlat'
Ahlat, İslam orduları tarafından 641 yılında fethedilmiştir. Ahlat'ı fetheden HZ Ömer'in komutanlarından ünlü sahabi İyaz bin Ganem'dir. İyaz bin Ganem, fetihten sonra Ahlat'ı vergi ödemeyi kabul eden Ahlat melikinin idaresine bırakmış, bu anlaşma Hz. Osman devrinde Doğu Anadolu'da harekatta bulunan meşhur İslam komutanı Habib bin Mesmele tarafından da tasdik edilmiştir.
Ünlü tarihçi Vakidi, Ahlat'ın fethi sırasında Ahlat Meliki Bostiyos'un kızı Taryon'un Müslüman olduğunu yazar ve ayrıntılı bilgi verir. Kademeli bir şekilde Müslümanların yerleştiği Ahlat ve yöresi Türklerin gelişine kadar zaman zaman Bizans Hakimiyetine geçse de Emevi ve Abbasi İslam İmparatorluklarının hakimiyetinde kalmıştır. Ahlat'ın Fethi sırasında İslam ordusundan 120 İslam askeri şehit olmuştur.Şehitler arasında sahabiden Muaz bin Cebel'in oğlu Abdurrahman Gazi de vardır. Abdurrahman Gazi'nin Tunus Mahallesinde şehit düştüğü tepe asırlardan beri önemli bir ziyaret merkezidir. Adına 1974 yılında kümbet mimarisine uygun bir Türbe, ardından bir cami yaptırılan Abdurrahman Gazi Tepesi, günün her saatinde ziyaretciyle dolup taşar. Tepe, sabah saatlerinde Ahlat'ı yüksekten göreceginiz en güzel yerdir.
Dr. Rahmi Tekin Van Yüzüncüyıl Ünv. Tarih Bölüm Başkanı
Ahlat'ta hüküm süren devlet ve beylikler
1038-1157
xxx-1207
1171-1348
1077-1308
1077-1231
1256-1335
1340-1432
1085-1112
1378-1508
1380-1469
1299-1922
Büyük Selçuklu Devleti
Tuğrul Bey 1054 yılında Ahlat üzerinden gelerek Malazgirt’i kuşattı ancak alamadı. Sultan Alparslan devrinde Ahlat Selçuklu Devletinin Anadoluya düzenlediği seferlerde bir üs vazifesi görüyordu.
Ahlatşahlar
Ahlatşahlar, Ahlat merkez olmak üzere Erciş, Adilcevaz, Silvan,Malazgirt, Muş, Van, Muradiye, Gevaş, Eleşgirt, Tatvan, Hani, Erzen ve Tebriz şehirlerine hükmediyorlardı.
Eyyubiler
Ahlat’ın Ahlatşahlar döneminde ulaştığı muazzam zenginlik başka devletlerin dikkatini çekmiş ve bu yüzden Ahlat birçok devlet arasında hakimiyet mücadelelerine sahne olmuştur.
Anadolu Selçuklu Devleti
Büyük Selçuklu Devleti’nin Malazgirt Savaşına müteakip olarak Anadolu’ya ayak basmasından 6 yıl sonra İznik’e kadar ilerleyen Selçuklu komutanı Kutalmış Süleyman Şah tarafından bağımsızlığı ilan edilen Türk Devletidir.
Harzem Şahlar Devleti
1229 yılında Ahlat, Celaleddin Harzemşah tarafından kuşatıldı ve sekiz aylık bir kuşatmadan sonra şehir ele geçirildi ve yağmalandı.
İlhanlılar
1243 yılında Hülagü tarafından ele geçirilen bu şehir 1335 yılına kadar İlhanlıların yönetiminde kalmıştır. Bütün bunlara rağmen Ahlat’ın Olcaytu döneminde bir eyalet merkezi olduğu görülüyor.
Celayirler
1330'larda bugünkü Irak ve İran topraklarında İlhanlılar Devletinde önemli mevkiye sahip olan Moğol Celayir boyunun önderi Büyük Hasan tarafından kurulmuş devlet.
Çubukoğulları
Selçuklu serdarları Çubuk Bey (1085-1092) ve oğlu Mehmed Bey tarafından 1085-1112 arasında Fırat Nehri'nin batısında Palu, Genç arasını, Çemişgezek, Eğin, Arapgir ve civarını fethederek kurulan Türk beyliği.
Akkoyunlu Devleti
1462 tarihinden itibaren Karakoyunlu Cihan Şah Mirza’nın yerini Akkoyunlu Uzun Hasan Bey aldı.
Karakoyunlu Devleti
İlhanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra valiler ve emirler arasında el değiştiren Ahlat 1451-1462 yılları arasında Karakoyunluların yağma ve tahriplerine ma’ruz kalmıştır.
Osmanlı Devleti
Yavuz Sultan Selim döneminde Şah İsmail ile yapılan Çaldıran Savaşı sonucunda Ahlat Osmanlıların hakimiyetine girdi (1514). Bu tarihten sonra Ahlat için yeni bir dönem başladı.
Selçuklu mezar taşları
Selçuklu mezarlıkları, 11.ve 15. yüzyılları arasında tarihlenen şahideli, sanduka ve tümülüs tarzında birbirine yüzlerce yıldır sevgiyle eğilmiş, binlerce heybetli mezarlarla doludur. Her biri 3-4 metre olan bu muhteşem mezar abideleri, tek parça taşın ince ince işlenmesi ile yapılmıştır. Ölüye hürmeti ve onun hatırasını ebedileştirmeyi İslam ile tanıştıktan sonra da sürdüren Türkler, Ahlat mezar taşlarına adeta kimlik kazandırmıştır. Selçuklu döneminden kalan mezar taşları, Orhun Abidelerinin İslamlaşmış şekli diye ifade edilmektedir. Ahlat mezarlıkları içerisinde Meydanlık Mezarlığı en büyüğüdür. En önemli mezar taşları ve en ünlü sanatkârların eserleri bu mezarlıktadır. Mezarlık doğudan batıya doğru İkikubbe Mahallesi ile Harabeşehir arasındaki geniş düzlüğü kaplamaktadır. En önemli mezar taşlarının ve sanatkârların bulunduğu bu mezarlık, Anadolu’nun Türk yurdu olduğunun ispatı açısından tapu mahiyetindedir.
Türkleri Anadolu'ya açan şehir
Ahlat, Anadolu’nun Türklere açıldığı ilk kapı, Selçuklu ve Osmanlı hanedanlarına mensup boyların ilk uğradığı yer. Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türklerin nefeslendiği, aynı zamanda Türk-İslam tarihinin başlangıç noktası Ahlat. Şehir Hz. Ömer döneminde Cezire fatihi Iyaz bin Ganem tarafından 641 yılında fethedilerek İslam Devleti’nin egemenliğine girmiştir. Fetih sırasında, aralarında Muaz Bin Cebel’in oğlu Abdurrahman Gazi’nin de olduğu 120 asker şehit olmuştur. Kent, Abbasilerin zayıflaması üzerine Bizanslılara geçse de, kısa süre sonra Müslümanların hâkimiyetine girmiştir. Büyük Selçuklu İmparatorluğu’na altın devirlerini yaşatan Sultan Alparslan zamanında (1063) Anadolu’ya yapılan akın ve fetih hareketlerinde üs olarak kullanılmıştır. Sultan Alparslan, Bizanslı Romenos Diogenes'le karşılaşmak üzere Malazgirt'e Ahlat'tan hareket etmiştir. Kutalmışoğlu Süleyman Bey otağını Ahlat'ta kurup, Anadolu'nun fethini buradan planlamıştır. Kayı aşireti yıllarca Ahlat'ta yaşamıştır. Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in babası Ertuğrul Gazi burada doğmuştur. Batı’ya geçişte köprü vazifesi görmüş ulu bir şehir olan Ahlat, 13. ve 14. yüzyıllarda Belh ve Buhara ile birlikte “Kubbetü’l İslam” unvanını almıştır. İlim, din, kültür ve medeniyet alanında önemli bir yere sahip Ahlat, o dönemde Doğu ve Batı’yı buluşturan kavşak noktada olması sebebiyle aynı zamanda bir ticaret merkezi. Büyük Selçuklu Devleti’nin rönesansının yaşandığı yer olarak bilinen Ahlat’ı Osmanlılar, Ata Şehri saymışlar. 11. yüzyılda 300 bin nüfusa sahip Ahlat, şimdi küçük bir ilçe. Ahlat, Selçuklu ve Osmanlı döneminden bugüne ulaşan kümbet, cami, kale ve mezarlıklarla bir açık hava müzesi konumunda. Selçuklu Mezarlığı tarihte birçok kez tahribata uğrasa da hâlâ ayakta. 350 dönüm alanı kapsayan mezarlıkta 8 binden fazla mezar taşı bulunuyor. Ahlat, kümbetleriyle de dikkat çeken bir yer. Dönemin vefat eden idarecileri için yapılan kümbetler, mimarisi ve süslemeleri ile ilgi çeken yapılar. İlçede farklı dönemlere ait 15 kümbet inşa edilmiş. Selçuklu Mezarlığı’nın yanında yer alan Emir Bayındır Kümbeti ise Ahlat’ın simgesi kabul ediliyor.
Ahlat nerede?
Van Gölü’nün kıyısında doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla dikkat çeken Ahlat, Bitlis’e bağlı küçük bir ilçe. Süphan Dağı’ndan gün doğumunun, Nemrut Dağı’ndan gün batımının izlendiği eşsiz bir doğa harikası Ahlat. Van Gölü’ne eğimli platolar üzerine kurulan ilçe, göl kıyısındaki güzel manzarasıyla sakin ve huzurlu bir kent özelliğine sahip.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminden kalan bu mezar taşları, özellikle bitki ve geometrik süslemelerle bezenmiş blok taştan bir sanduka ile baş ve ayak kısmına dikilen şahidelerden oluşur.
Selçuklu döneminden kalma herbiri ayrı ayrı süsleme ile yapılmış mezar taşları.
Kabir bölümü
Emir Bayındır için yapılmış
kümbetin alt bölümünde
mezarı bulunur.
Yakınları için
ayrılmış bölüm.
Mezar kapısı,
kabir kısmının girişi
Mescit
Kümbetin üst kısmına yapılan mescit haricinde hemen arka tarafına da büyük bir mescit inşa edilmiş.
Baca
Mescidin havalandırılabilesi için yapının sol üst köşesinde küçük bir baca bırakılmış.
Mescit
Ziyaretciler namaz kılıp dua etmeleri için kümbetin üst kısmı mescit olarak yapılmış.
Yer altında
kalan kabir bölümü.
Kümbetin içinde
kabirler haricinde büyük
bir boşluk bırakılmıştır.